ALICARNASSOS (HALICARNASSUS/BODRUM)
Anadolu’nun ilk sahiplerinden sayılan Truva savaşında Yunanlılara karşı savaşan Lelegler ile Karların kenti Alicarnassus bugünkü Bodrum’dur. Karlar her ne kadar kendilerini anakaralı saysalar da, Girit adasından Anadolu’ya göçen denizci bir halk olduğu sanılmaktadır.
Bodrumlu olan tarihin babası Herodot doğduğu toprakların kuruluş tarihini MÖ 11. yüzyıl olarak tahmin etmektedir. Günümüzde Peynir Çiçeği Mağrası’nda bulunan izler ise yarımada tarihini 5000 yıl kadar geriye götürür.
Yerleşik halk olan Lelegler ile Karların birarada yaşadığına dair izlere rastlanır. Ancak Perslerin Anadoluyu işgalinin ardından Karya bölgesi de Pers yönetiminde bir Karya şehri olur. Birçok tarihi belgede denizci halklardan biri olarak anılan Karyalıların ünlü yöneticilerinden I. Artemisia, MÖ 480’de Yunanlılara karşı Perslerle birlikte savaşarak dünyanın ilk kadın amirali ünvanını alır. Tarihçi Herodot memleketlisi bu kadın kahramanın öyküsünden uzun uzun söz etmektedir. Denizde varlığını bir çok kez kanıtlamış bu halk MÖ 367 yılında Satrap Mausolos’un Karya merkezini Milas’tan Bodrum’a taşıması ile ayrı bir önem kazanır. Mausolos, kız kardeşi ve karısı II. Artemisia ile Alikarnassos’a en parlak dönemini yaşatırlar. O zamanlarda yapılan Mausoleum bugün dünyanın 7 harikasından biri kabul edilmektedir. Mausolos yönetiminden günümüze kalan sadece bu anıt mezar değildir. Şehir yönetim merkezi olmanın özeniyle imar edilmiştir. Günümüzde dahi hizmet veren tiyatro bunun örneklerindendir. Mausolos’un ölümü ile yeni bir kadın yönetici ile yeni bir zafere imza atar Karyalılar. MÖ 353 yılında Rodos adası ele geçirilir.
Karya’da da tıpkı Mısır’da olduğu gibi kardeşler birbirleriyle evlenmiştir. Mausolos ve II. Artemisia’da olduğu gibi, kraliçe Ada’da kardeşi Idrius ile evlidir. Idrius’un ölümü üzerine tahta kraliçe Ada geçer ama iç çekişmeler nedeniyle Labranda’ya sürülür. İskender’in kuvvetleri gelinceye kadar orada kalır ve ancak, ünlü komutanın himayesinde Alicarnassus’a geri döner.
İskender ordularına büyük direnç gösteren yarımada, işgalin ardından eski gücünü bir daha yakalayamaz ve kuçulerek, sık sık yönetim değiştirmeye başlar. Bir dönem Afrodisias’a bağlı bir piskoposluk merkezi olarak kayıtlara geçer. Roma ve Bizans yönetimlerinin ardından 11. yüzyılda Türklerin eline geçer.
Rodos Adası’nı Kudüs yolundaki büyük projenin duraklarından birine dönüştüren haçlılar, 15. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’ndan Bodrum limanında bir kale yapma izni alırlar. St. Jean Şövalyeleri yaklaşık yüz yıl süren bir çabadan sonra bugün Bodrum Kalesi olarak bilinen St. Peter(Petrum) kalesini inşa ederler. Kalenin yapımında, depremlerle ve doğa şartları nedeniyle yıpranarak bir kısmı yıkılmış olan Moussoleum’un dökülmüş taşlarının kullanılmış ve bazı mermerleri de kireç elde etmek için eritilmiştir. |